Bir takım düşünün maça harika başlıyor. Dakikalar henüz biri gösterirken sol taraftan yapılan yan pasla nefis bir şut ve harika gol ile maça 1-0 önde başlıyoruz. Golden sonra Giresunspor atakları devam ediyor. İyi mücadele ve taraftarın coşkusu da eklenince skorun daha da artacağı düşünülüyordu. 15 bine yakın bir seyirci topluluğu takımını ateşleyerek skorun lehimize bitmesi adına her şeyi yapıyorlardı.

Peki güzel giden maçın kırılma noktası neydi derseniz; 30’uncu dakika yaklaşırken Traore’nin hatası sonrası Sosa’nın attığı bir pasın Valencia tarafından golle sonuçlanması ile tüm stratejinin bozulup maçın organizesini Fenerbahçe’ye vermiş olmamızdır. İnanın samimi söylüyorum. Fenerbahçe takımı ligde bu zamana kadar en rahat futbol ve kişisel becerileri ortaya koyduğu bir maçı kazanmış oldu.

Forvet oyuncun sakatlanıyor. Yerine diğer forveti alman gerekirken orta sahaya oyuncu alıp forvetsiz bir futbol ortaya koymaya kalkarsan sonucuna da katlanmalısın. Neymiş efendim bizde forvet üç tane onun için forvet almadık. Onların daha iyi olmasını sağlamaya çalışıyoruz diyerek kimseyi kandıramazsanız. İstediğimiz oyuncular “Google’den Giresun’u görüp beğenmeyip gelmiyor” diyorsan bundan öncede bundan sonrada çok futbolcuların bu güzel şehre parasını verirsen geleceğini bilmelisin. Kısaca iyi başladığımız maçı kötü bir şekilde tamamlayıp düşme hattından çıkamadık.

25 maçta 7 galibiyet 5 beraberlik ve 13 yenilgi alan Çotanaklar 26 puanda kalarak sıkıntılı günlerin habercisini vermiş oldular. Giresunspor dilerim bu güzel oynayıp kötü bitirdiği maçtan ders alıp Kayseri deplasmanından puan ve puanlar alarak bu sıkıntılı süreci atlatır.

Birde unutmayayım. Gölümüzü atan yeni transfer 2 dakikada attığı golden sonra oyundan düştüğü ve teknik ekibin 94 dakika tahammül edişini anlayamadım... Esen kalın