Yaz dostum yaz. Kimse ‘gelin alın gol atın’ demez. Deplasmanda fırsatı değerlendirmesini bileceksin. Armut ağzıma düş olmaz.

Bu takıma bir haller olmuş. Üç pası bile yapamıyoruz. Rakip bizden belki maddi olarak daha fazla harcama yapmış olabilir, kaliteli futbolcularla mücadele edebilir, lakin biraz mücadele ve kazanma hırsı olsa idi bu maçtan puanlarla dönerdik. Çok mu şımardık ne!

Tamam, kısıtlı kadro sıkıntı yaratır. Böyle olunca da şartlara göre oynarsın. Peki, ilk devre de aynı senaryo vardı. Neden böyle değildik.

Bazı futbolcuların dikkatini çekmekte fayda da görüyorum. Birinin kafası bulanmış, birileri ‘şu geldi ben yine kulübeye mahkûm mu olacağım’ diyenler, bazıları bizim elimizden bu kadar derse işte o zaman bizim işimiz nerelere kalır siz söyleyin.

Oynanan oyundan hiç memnun kalmadım. Orta sahada rakip istediğini yaptı. Yediğimiz golü şöyle bir bakın arkadaşlar. Rakip topu ceza sahasına kadar taşıyor bir pas ceza sahasına giriyor sol bek ve stoper  hâlâ yerinde sayıyor santraforun üzerine doğru hamle yapsa vurmaya bile fırsatı olmayacak.

Yediğimiz gollere bir bakın Alanya’da sol çizgiden orta atılıyor ne sol iç ne sol bek yerinde yok. Vuruş gol. Karabük’te yine soldan giriliyor bir pas ceza sahasında rahat mı rahat sol bek hâla yerinde santrafora doğru bir koşu yapsa vurma şansı bile olmayacak ama sadece seyrediyor ve gol.

Demek ki bir şeyler iyi gitmiyor. Erkan Hoca’nın bunlara önlem alması gerekir. Ben teknik adam değilim, lakin yıllarca futbolun içindeki birisi olarak gördüklerimi yazıyorum. Gerisi onlara kalmış bir şey.

Yine de her şey eskisi gibi olmalıdır. Yapılan transferlerin uyumu bir an önce sağlanmalıdır.  Bizleri sevindirip eski tas eski hamam misali yazılarımızı daha şevkli yazmak için. Esen kalın.