TFF 1. Ligde 6’ncı haftayı da geride bıraktık. Hafta içi mesaisinde evinde Adanaspor’u ağırlayan Yeşil-Beyazlı temsilcimiz Giresunspor, ilk yarısını 2-0 önde kapadığı maçta ikinci yarıda 3-2 geriye düştüğü mücadeleden 4-3 galip ayrılırken, maçın 90 dakika olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

Ankara deplasmanından 2 kayıp puanla dönen ve evindeki Adanaspor maçına mutlak galibiyet için çıkan Giresunspor, bu mücadelede taraftarlarına heyecan dolu bir 90 dakika yaşattı. Maça iyi başladık ve ilk 25 dakikada bulduğumuz gollerle bir anda 2-0 öne geçtik. Bulduğumuz goller herkesi rahatlatırken, televizyon başındaki taraftarlarımız farklı bir galibiyet beklemeye koyulmuştu. 2-0’ın ardından rakibi abondone edeceğimiz yere, gereksiz bir rehavete kapıldık ve gollerin devamını getiremedik.  Ve devreyi böylece 2-0 önde kapadık.

Ancak, ikinci yarı tam bir kabus gibi geçti. 2-0’ın rahatlığıyla geriye yaslanan takımımız, rakibine hücum fırsatı tanırken; maç bir anda terse döndü ve Adanaspor üst üste bulduğu gollerle 3-2 öne geçmeyi başardı. Herkes gibi biz de eyvah dedik. Ama, maç henüz bitmemişti. Kaptan Eren Tozlu sakatlanınca, sahaya sürülen genç Erol Can, maçın kaderini değiştiren adam oldu ve 85’nci dakikada bu oyuncunun ayağından bulduğumuz golle  beraberliği yakaladık. Bu gol takıma adeta doping etkisi yaptı ve 88’de günün kahramanı Balde ile 4’ncü golü de bulduk ve geriden gelerek bu maçı da kazandık. Kazanmak güzel şey, ancak bir türlü havamızı bulamıyoruz. Ligin üst sıralarındaki takımlara baktığımızda, bir Tuzla’nın, bir İstanbulspor’un, bir Keçiören’in nasıl havaya girdiklerini görüyoruz.

Futbol biraz da hava işi. Güzel sonuçlar alırsın ve üst basamaklarda olursun. Bu durum, rakipleri de ürkütür ve korkutur. Güçlü kadrolara sahip takımlar henüz lige ağırlığını koyamadılar. Biz de iyi bir kadro kurduk, ancak henüz tam kıvama gelemedik. Geride kalan maçlarda beyhude yere kaçırılan puanlara baktığımızda ister istemez hayıflanıyoruz ve o böyle olsaydı, şu şöyle olsaydı diye boş hesaplar peşinde koşuyoruz. Ligde 6 haftayı geride bıraktık ve bu 6 haftada 11 puan topladık. Tepedeki takımlarla aramızda 3-4 puanlık fark var. Eğer iyi bir hava yakalarsak, bu farkı pekala kapatabiliriz. Onun için maçlarda daha dikkatli olmalı ve gereksiz kayıplar yaşamamalıyız. Kadromuz henüz oturmadı, ama fazla da zaman kalmadı. İdeal kadroyu bir türlü kuramadık, ancak elimizde bu ligdeiş yapacak oyuncular var. Bu oyuncuları daha iyi motive edip havaya sokmalıyız. Bu havayı kazanmak için de önümüze geleni devirip geçmeliyiz. Rakip kim olursa olsun ve maç nerede olursa olsun, her maçta 3 puan için savaşmalıyız. Bunu da sağlamak için takım oyununu iyi oynamalıyız.

Bu hafta sonu İzmir deplasmanına gideceğiz. Rakibimiz Altay karşısında cesaretli bir oyun çıkarıp puan hanemize puanlar eklemeliyiz. İzmir’de Altay’dan korkmadan mücadele verip, sahadan 3 puanla ayrılmanın planlarını ve hesaplarını yapmalıyız. Altay’ın tanınmış isimleri bizi korkutmamalı, aksine daha da motive edip onları evinde mağlup etmeliyiz. Altay maçına en az 1 değil, 3 puan için çıkmalı ve bunu da başarmak adına gereken mücadeleyi vermeliyiz. İşte o zaman biz de büyük takım olur ve kendimizi herkese kabul ettiririz. Hedef için böyle olmak zorundayız.