Yeşil-beyazlı ekibimiz, doksan dakika boyunca çok durgun gözüktü. Geçen haftaki Altay maçının ertelenmesinin konsantrasyon eksikliğine neden olduğunu düşünüyorum. Ara verilmeden gidilen ligde oyuncuların motivasyonu her zaman daha farklı olur. Uzun lig maratonunda böyle maçlar zaman zaman olacaktır.

Nalepa durgun, Caner üretemezken, Traore vasatın üzerine çıkamadı. Balde bir önceki maçın performansının çok uzağında bir görüntüdeydi.

Eren’den forvet arkası olarak görev yaptığı maçlarda verim alınamıyor. Bu oyuncu forvet ya da kanat olarak oynadığında daha etkili oluyor.

Golü 22. dakikada yiyen bir takımda değişiklikler için çok fazla beklenildiği düşüncesindeyim. Kenarda ön bölgenin alternatifi olarak bekleyen Yasin Ozan, 90’dan sonra düşünülüyor. Skor olarak geride olan bir takımın yaptığı beş değişikliğin üçü savunma ağırlıklı oyunculardan yana oldu.

Oyununun ikinci bölümünde Caner’in yerine Eren çekilip, Yasin Ozan’a Balde’nin yanında, sağda ise hızlı bir oyuncu olan Muhammed Himmet’e görev verilebilirdi.

         Aslında Hakan Hoca’ya bu konuda da çok fazla yüklenmemek gerekir. Çünkü sahada birden fazla beklenen performansının uzağında oyuncu olması planları alt üst edebiliyor.

Ofansif özellikli alternatif oyuncular var ama Madinda ve Milinkovic 5+1 statüsünden dolayı kadro yapamıyor. Keşke sezon öncesi kadro planlaması yapılırken, dokuz değil de yedi yabancı alınsa ve aynı mevkilere yerli oyuncular tercih edilseydi. O zaman Hakan Hoca’nın eli daha da bollaşacaktı.

Rakip Ümraniyespor’un yabancıları ortaya koydukları oyunla öne çıktı ve takımlarının üç puan almasında önemli pay sahibi oldu.

Maçın hakemi Kadir Sağlam, skoru korumak adına yata yata maçı tamamlamak isteyen Ümraniyesporlu oyuncuların bu davranışına göz yumdu. Giresunspor’a kartlar kolay çıkarken, Ümraniyesporlular’a benzer pozisyonlarda kart gösterilmedi.

Giresunspor’un yabancıları ise bu müsabakada oldukça durgundu.  Kaybedilen 3 puanın telafisi elbette mümkün. İnşallah bu oyunu önümüzdeki haftalarda bir daha izlemeyiz.