Oyunun içinde olmak, her şeyi görmek anlamına gelmez. Her
şeyi bilmemiz de mümkün değil. Sakinleşip bir şeyden bahsetmek istiyorum ama
çok kırgınım. Çok küskünüm. Kaybetme endişesi yaşamak bana zor geliyor.
Sadece başarılı olmak istiyoruz. Başka tezahürat bile
olmasın ama mücadele edelim. İlk yarı ne düşündünüz bilemiyorum. Neden
oynamıyor bu çocuklar dediniz mi? Nedir bir dertlerimi var acaba, alacaklarını
mı alamıyorlar. Transfer taksitleri mi ödenmiyor?
Yok yok inanmam. Çünkü bundan önce de bu sıkıntılar
varken aslanlar gibi mücadele ediyorlardı. İyi dediğimiz futbolcuların vasatın
altında kalmaları bile sizi endişelendirmedi mi? Ama tüm bu olumsuz tablo
ikinci yarıda yerini sistemin doğruluğu taktik anlayışının isabetliğine
bıraktı.
Ne oldu da sihirli bir el değdi bu takıma
diyebilirsiniz. Ben hep şunu söyledim.Bu takım mücadele ettiği müddetçe sırtı
asla yere gelmez dedim. İlk yarı kötü oynayan bazı futbolcuların hem fizik hem
de kondisyon acısından rakiplerine fark attığını görünce bu takım mağlup olmaz
dedim. Dediğimiz de çıktı.
İkinci yarının hemen başında Yatabare ile kaçırdıkları
gol pozisyonundan sonra basın odasında arkadaşlara bu maç çevrilebilir imasında
bulundum .Nefis atılan iki gol ve skorun beraberliğe getirilmesi ve
sonrasındaki ataklardan sonuç alamamamız da eklenince ileriye iyi sinyaller
verdik.
Diabete ,Umut Nayir, Perez, Diarra. Hayrullah, Aziz Behich
ve Traore ikinci yarıda iyi futbol ortaya koyarak taraftarlardan tam not
aldılar.Teknik adamın yerinde oyuncu değişikliği de maçın kaybedilmemesi adına
olumlu idi.
Hakem triosuna gelince bence iyi bir maç
yönettiler.Taraftarların bu maçtaki desteksizliği de konuşulabilir.Yenilen iki
golün ardından onlar da dağıldı. Yani kısaca ilk yarı kötü, ikinci yarı iyi bir
futbol anlayışı ile beraberliği yakaladık.
Rakiplerimiz Altay ve Göztepe’nin mağlup olması ile
artık bu ligde kalıcı olduğumuzu bir kez daha perçinleştirdik. Bence yarınlara
umutla bakmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Esen kalın.